
GƏNCLƏRİN ƏN YAXIN DOSTU-FORUM MiDEO
|
| | DİNİ KİKAYELER | |
| | Müəllif | Ismarıc |
---|
aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: DİNİ KİKAYELER 02.10.07 22:35 | |
| Hz Ali'nin Büyüklügü Birgün ashab Peygamberimiz (s.a.v)'den Hz. Ali'yi niçin çok sevdiğini sordu. Hz Peygamber o anda mecliste bulunmayan Hz. Ali'yi çağırmaya adam gönderdi ve orada bulananlara sordu: - Birisine iyilik etseniz, o da size kötülük etse ne yapardınız? Cevap verdiler:
- Yine iyilik ederiz.
- Yine kötülük yapsa?
- Biz yine iyilik ederiz?
- Yine kötülük yapsa?
Ashab cevab vermedi, başlarını öne eğdiler. Bunun anlamı kötülüğe kötülükle mukabele etmesek bile iyilik yapmaya devam etmeyiz, demekti.
Bu sırada Hz. Ali o meclise geldi. Rasulullah Hz. Ali'ye sordu:
- Ya Ali, iyilik ettiğin biri sana kötülük etse ne yapardın?
- Yine iyilik ederdim.
- Yine kötülük yapsa?
- Yine iyilik yapardım.
Hz. Peygamber soruyu tam yedi defa tekrarladı. Hz. Ali yedi defasında da "yine iyilik ederdim" diye cevap verdi. Ashab,
- Ya Rasulallah, Ali'yi çok sevmenizin sebebini şimdi anladık, dediler. | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 02.10.07 22:36 | |
| Adamin Önemi Halife Hz. Ömer bir mecliste hazır bulunanlara sordu:
- Eğer dileğiniz hemen kabul ediliverecek olsa ne dilerdiniz?
Birisi, "Benim falan vadi dolusu altınım olsun isterim. Onu harcayarak İslâm'a daha çok hizmet edeyim diye" dedi. Bir başkası, "Şu kadar sürüm (davar, koyun, keçi), mal ve mülküm olsun isterdim. Gerektikçe onları sarfederek dine yararlı olayım diye" dedi. Herkes buna benzer şeyler söyledi. Hz. Ömer hiçbirini beğenmedi. Bu defa meclistekiler, Hz. Ömer'e sordu:
- Ya Ömer peki sen ne dilerdin? Cevap verdi:
- Ben de Muaz, Salim, Ebû Ubuyde gibi müslümanlar yetişsin isterdim. İslâm'a onlar vasıtasıyla hizmet edeyim diye. | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 02.10.07 22:37 | |
| Gerçek Neden Hz. Ali'nin halifeliği sırasında, Hz. Osman'ın şehid edilmesiyle sonuçlanan fitne, fesad daha da arttı. Bu durumdan üzülen, şikayetçi olan bir mümin Hz. Ali'ye gelip sordu:
- Ya Ali neden Hz. Ebû Bekir ve Ömer zamanında meydana gelmeyen bu olaylar senin zamanında meydana geliyor, müminler birbirine düşüyor?
Hz. Ali cevap verdi:
- Hz. Ebû Bekir ve Ömer zamanında biz vardık, ama bizim zamanımızda onlar yok. | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 02.10.07 22:37 | |
| Gurura Karsi İlaç Halife Hz. Ömer bir gün kırbasını (su tulumu, su kabı) sırtına yüklenmiş, Medine'nin en kalabalık sokaklarında dolaşıyordu. Babasının sırtında kırba ile dolaştığı oğlu Abdullah'ın da gözüne ilişti ve kendisine yetişip sordu:
- Baba sen ne yapıyorsun, koskoca halife sırtında kırba taşır mı, taşıtacak kimse mi bulamadın?
- Oğlum, bunu taşıtacak adam bulamadığım için veya başka bir mecburiyet dolayısıyla taşıyor değilim. Nefsime gurur gelir gibi oldu, kendimi beğenir gibi oldum, sırf onu küçültmek için bu yola başvurdum. | |
|  | | Shahnaz ::::♥MiSS FORUM♥::::


 İsmarıc sayı : 137 Age : 35 Şəhər/ölkə : Azərbaycan Points : 0 Registration date : 28/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 03.10.07 20:13 | |
| Cox sagol, coox xo;uma gəldi və məncə bütün forumçular bəyənərlər. Ardı gəlsə lap yaxşı olar, mütləqqqqqqq....  | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 04.10.07 16:33 | |
| İYAS'IN ZEKASI
İyas İbn-i Muaviye (Ö. 122/740), Tabiûn (sahabeden sonraki nesil) alimlerinden, zekâsı ve nükteleriyle dillere destan olmuş, dahî bir şahıstır. Emevîler döneminde Basra kadılığı yapmıştır.
Günün birinde iki kişi İyas'ın huzuruna gidip davalaşırlar. Davacı şahıs, yanındaki adamda emanet parası bulunduğunu iddia etmektedir. Fakat adam bunu inkâr eder, şahit de yoktur. Kadı İyas emanet sahibine der ki:
- Sen emanet parayı bu adama nerede teslim etmiştin?
- Bahçedeki bir ağacın yanında.
- Şimdi oraya gidip, o ağacın bir yaprağını getirebilir misin?
- Elbette getirebilirim.
Davacı adam ağacın yaprağını getirmek için dışarı giderken, davalı kişi de mahkeme salonunda oturup beklemeye başlar. İyas ise diğer kişilerin mahkeme davasıyla meşgul olurken, bir taraftan da bir kenarda bekleyen adamı süzmektedir.
Biraz sonra adamı yanına çağırarak sorar:
- Davacı arkadaşın şimdiye kadar o ağacın yanına ulaşmıştır değil mi?
- Hayır efendim, henüz oraya ulaşamamıştır.
kadı İyas yerinden fırlar:
- İşte yakalandın ey hak ve hakikat düşmanı! Haydi adamın hakkını öde bakalım. Yoksa seni aleme ibret için cezalandırırım.
Biraz sonra davacı adam elinde ağaç yaprağıyla çıkıp gelir. Davalı da kendi ikrarıyla emanet parasının tümünü ona öder.
Böylece Kadı İyas, keskin zekâsıyla davayı kolayca halletmişti.
İyas dermiş ki: "Ben insanlarla konuşurken aklımın yarısını, iki kişinin davasını görürken de aklımın tümünü kullanırım."
İyas’ın şu sözü de meşhur: "Kendi kusurunu bilmeyen kişi ahmaktır." Onun kusurunun ne olduğu sorulunca da verdiği cevap şu: "Çok konuşkanım!"
el-Bidâye ve'n-Nihâye; İbn-i Asakir: Tarihu Medineti Dimaşk; Yusuf el-Mizzî: Tehzibu'l-Kemâl | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 04.10.07 16:33 | |
| GAZNELİ MAHMUT'UN YEMİNİ(MUTLAKA OKUYUN)
Gazneli Sebüktekin oğlu Sultan Mahmud (Ö. 421/1030), Gazneliler Devleti'nin cesur ve adil hükükmdarı olarak tarihe geçmiştir.
Adamın biri, gelip ona bir derdinden şikayette bulunmuştu. Konu şuydu:
Sultan Mahmud'un yeğeni, sık sık adamın evine saldırıyor, kendisini evden kovup adamın karısıyla başbaşa kalıyordu. Yetkililer ise zavallı adamın şikayetini sultana ulaştırmaya cesaret edemiyorlardı.
Gazneli Mahmud bu haberi duyunca çok öfkelendi. Bir daha yeğeni eve gelirse koşarak kendisine haber vermesini, fakat huzuruna çıkmasını engelleyen yetkililere bu durumu anlatmamasını adama tenbih etti. Ayrıca geceleyin de gelse, bu adamın kendisiyle görüşmesine engel olmamaları için kapıcılarına talimat verdi.
Adam da sultana dualar ederek sevinç ve ümitle saraydan ayrıldı. Aradan iki gece geçmeden, sultanın genç yeğeni yine adamın evine girdi ve onu evinden kovdu. Karısıyla tekrar başbaşa kaldı. Adam ağlayarak saraya geldi. Gecenin geç bir vaktiydi ve Sultan Mahmud uykudaydı. Uyandırıp adamı kendisiyle görüştürdüler.
Sultan, adamı yanına alarak ikisi birlikte eve gittiler. İçeri girince, yeğeninin adamın karısıyla aynı yatakta olduğunu gördü. Yatağın yanında bir mum yanıyordu. Sultan önce mumu söndürdü, peşinden de kendine hakim olamayıp yeğenini öldürüverdi. Sonra adamdan su istedi ve getirilen suyu içti. Adam merakla sordu:
- Allah aşkına söyler misin? Önce mumu neden söndürdün?
- Yeğenimin yüzünü görüp, kan bağımın bana galip gelmesini istemedim.
- Peki neden acele su getirmemi istedin?
- Senin derdini helletmeden yememeye ve içmemeye yemin etmiştim. Durumu bana anlattığından beri de susuzdum…
Adam dua etti, sultan saraya döndü, hadise de böylece kapanıp gitti.
el-Bidaye ve'n-Nihaye. | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 04.10.07 16:35 | |
| - Shahnaz yazıb:
- Cox sagol, coox xo;uma gəldi və məncə bütün forumçular bəyənərlər. Ardı gəlsə lap yaxşı olar, mütləqqqqqqq....
 selamlar sahnaz begenmene cok sevindim ardi gelecek inshallah :-) :-) | |
|  | | Shahnaz ::::♥MiSS FORUM♥::::


 İsmarıc sayı : 137 Age : 35 Şəhər/ölkə : Azərbaycan Points : 0 Registration date : 28/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 17.10.07 15:06 | |
| Hanı bes ardııııııııııııııııııı?????????????????  | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 19.10.07 16:52 | |
| KABİRDE KONUŞAN GENC
Takva sahibi olmak, hayatın her döneminde güzel. Ama fırsatlar cağı gençlikte bir başka güzel. Güce, kuvvete, güzelliğe rağmen günahlardan sakınanların mükafatı ebedi mutluluk. Hayatın baharı şeytana satılmazsa, sonsuz bahar bir adım ötede.
Hz. Ömer’in (R.A.) halifeliği döneminde ibadet ehli, son derece takva sahibi bir genç vardı. Hz. Ömer’in hayret ve takdirle izlediği bu gencin kalbi, Allah ve Rasulü’nün (A.S) sevgisiyle doluydu. Vakit namazlarında cemaati kaçırmaz, namazdan çıkar çıkmaz evine döner ve ihtiyar babasının hizmetini görürdü.
Bu gencin evine giden yolu bir kadının kapısının önünden geçiyordu. Kadın her defasında gencin yoluna çıkarak çirkin tekliflerde bulunuyor, fakat genç, Allah korkusundan ona iltifat etmiyordu.
Yine bir gün yatsı namazını kıldıktan sonra evine giderken, kadın tekrar karşısına çıktı. Bu sefer bütün maharetini kullanarak genci kandırmayı başardı. Fakat genç, kadının ardı sıra eve girerken birden bire Allahu Tealâ Hazretleri’ni hatırladı ve korkuyla dilinden şu ayet döküldü:
“Takvaya erenler (var ya); onlara şeytandan herhangi bir vesvese iliştiği zaman (Allah’ın emir ve yasaklarını) hatırlayıp, hemen gerçeği görürler.” (A’raf/201)
Hemen ardından da bayılarak düştü. Kadın hizmetçisini çağırdı. Genci tutarak evinin önüne getirip koydular. Sonra da kapıyı çalarak babasına haber verdiler. Babası dışarı çıkınca, oğlunu baygın bir vaziyette kapının önünde buldu. Komşulardan bir kaçı genci tutup eve taşıdılar. Uzun bir müddet baygın kalan genç kendine gelince, babası:
- Evladım neyin var ne oldu? diye sordu. Oğlu:
- Bir şeyim yok. dedi. Babası:
- Allah aşkına söyle! deyince, oğlu başından geçenleri anlattı. Babası:
- Hangi ayeti okumuştun? diye sordu. Genç, ayeti okudu ve tekrar kendinden geçti. Bir de baktılar ki genç ruhunu teslim etmiş. Bunun üzerine genci yıkadılar ve gece vakti götürüp göz yaşlarıyla defnettiler. Sabah olunca olay Hz. Ömer’e bildirildi. Hz. Ömer, gencin babasına gelerek başsağlığı diledi ve
- Bana niye haber vermedin? diye sordu. Gencin babası:
- Ey Mü’minlerin Emiri, vakit geceydi. dedi. Hz. Ömer:
- Bizi onun kabrine götürün. dedi. Hz. Ömer ve beraberindekiler gencin kabrine geldiler. Hz. Ömer (R.A):
- Ey filan kişi! Rabbin makamında durmaktan korkanlara iki cennet var. (Rahman/46) dedi. Kabirdeki genç konuşup:
- Ya Ömer! Rabbim Cennette bana onları iki defa verdi. diye cevap verdi.
(Hayatü’s-Sahabe) | |
|  | | aspuzulu Etibarlı üzv


 İsmarıc sayı : 237 Age : 38 Şəhər/ölkə : Strasbourg Fransa Points : 35 Registration date : 31/08/07
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER 19.10.07 16:53 | |
| İYİLİKSEVER KADIN
Bir vakit, İsrailoğullarını ard arda birkaç yıl kıtlık basmıştı. Bu öylesine görülmedik bir kıtlıktı ki çoğu aileler bir kuru ekmeğe bile hasret çekiyorlardı. İşte o sıralarda İsrailoğullarından bir kadın bir gün evinde, tam bir iki lokmalık kuru ekmeğini ağzına atacağı esnada muhtaç biri kapısını çalar. "Ne olursunuz" der. "Açlıktan ölüyorum, bana Allah rızası için bir lokma ekmek." En azından bir lokma ekmek diye kapısını çalan muhtaç kimse kadar aç olan iyiliksever kadın, lokmayı tutan elini ağzından geri çevrir ve "buyurunuz" diyerek kapısını çalana ikram eder. İyiliksever kadın, yanında küçük çocuğu olduğu halde bu olaydan birkaç gün sonra evinde yakmak için vadiye çalı-çırpı toplamaya çıkar. Fakat başına müthiş bir bela gelir. Sevgili yavrusunu bir kurt kapıp hızla kaçmaya koyulmuştur. Talihsiz kadıncağız acı bir çığlık basarak kurdun ardından koşmaya başlar. Güya kurdu yakalayıp canından çok sevdiği evladını kurtaracaktır. Fakat ne yapsa boş kurdun ağzından yavrusunu kurtarması imkansızdır. Kadıncağız, hızla koşmaktan ve yırtınırcasına ağlamaktan dermanı kesilerek külçe halinde yere yığıldığı sırada, sınırsız kudretiyle her şeyi yapmaya kadir olan yüce Allah (c.c.) Cebrail vasıtasıyla birden onun imdadına yetişiverir. Cebrail (a.s.) hemen kurdun ağzından neye uğradığını anlamayan çocuğu kurtarır ve anasının yanına getirir. Kadın ayılınca da çocuğu kendisine teslim eder. Ve Allah (c.c.) adına şöyle der: "Ey iyiliksever kadın! Evladını kurtarmamdan hoşnut musun? Bu sana, verdiğin bir lokma kuru ekmeğe karşılık, Allah'ın bahşettiği bir lokma derecesinde küçük bir iyiliktir." -Tefsir-i Hanefi- | |
|  | | Sponsored content
 | Mövzu: Geri: DİNİ KİKAYELER  | |
| |
|  | | | DİNİ KİKAYELER | |
|
| Bu forumun msaadesi var: | Bu forumdakı ismarıclara cavab verə bilməzsiniz.
| |
| |
| |
|